-ALLAH, KÂFİRLERE, GÜNAHLARINI ARTIRMALARI İÇİN MÜHLET VERİR
ALLAH, KÂFİRLERE, GÜNAHLARINI ARTIRMALARI İÇİN MÜHLET VERİR:
3. Âl- i İmran Sûresi 178. Âyet- i Kerîme(74. Sayfa):
"178. Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır." Her zaman bâzı kimselerin, bilhassa devlet adamlarının, yaptıkları yanlışlar/ hainlikler/ hırsızlıklar/ yolsuzluklar/ usulsüzlükler/ vurgunlar/ soygunlar/ adam kayırmalar/ rüşvetler/ torpiller karşısında:
Allah bunları cezalandırsa ya! Denir. Bunu Allah bilmiyor mu? Biliyor. Çoğu Âyet'inde
"yetimlerin hakkını yemeyin" diyen Allah:
YETİMLERİN MALLARINI HAKSIZ YERE YİYENLER, MUHAKKAK Kİ KARINLARINI ATEŞLE DOLDURMUŞ OLURLAR VE CEHENNEMİ BOYLARLAR: 4. Nisâ Sûresi 10. Âyet- i Kerîme(79. Sayfa): “10. Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar.” demek suretiyle yetim hakkı yiyenlerin Cehennem’ i boylayacaklarını bildirmiştir. Kamu haklarını gasp eden devlet adamları:
“Biz yetim hakkı yemedik” diyebilirler mi?
Yetim vakfı’ nın hazırladığı rapora göre, Türkiye’ de 22.876.798 çocuktan 268.843’ ü
yetimdir. Bu yetim çocukların 81.239’ u
öksüz; hem annesi, hem de babası vefat etmiş çocukların(
hem yetim, hem öksüz çocukların) sayısı ise 4.649’ dur.
TDK- Güncel Türkçe Sözlüğe göre:
Yetim: Babası ölmüş olan(çocuk), babasız(çocuk)
Öksüz: Anası veya hem anası, hem de babası ölmüş olan(
hem öksüz, hem de yetim) çocuklardır.
Kamu haklarını gasp etmiş kimseler, bu çocuklara bütçeden ayrılması gereken paralarına el uzatmış olmuyorlar mı? Oluyorlar. O halde, 4. Nisa Suresi 10. Âyet’te belirtildiği üzere, bu çocukların haklarına da el uzatmak olan,
“kamu mallarını gasp etme durumunda” bu yetim mallarını yedikleri için, bu kimselerin,
“Cehennem’ i boylamaları” kaçınılmaz sonları olacaktır.
Bu nedenle devlet adamlarının kamu mallarından tek bir kuruş dahi gasp etmeleri halinde, Kıyametin kopmasından sonra, Cehennem onlar için hazır olacaktır. Haberim yoktu diyebilecek tek bir devlet adamı olabilir mi? Bu satırları okuyorlarsa, uyarılmadım demesinler:
KUR’ AN’ DAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ: 43. Zuhruf Sûresi 44. Âyet- i Kerîme(493. Sayfa): “44. Doğrusu o Kur’an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.” diyen Allah, kul haklarını yedikten sonra,
“ben bilmiyordum” mazeretine, Cehennem yolunu göstermeyeceğini zannedebilirler mi? Allah, Kur’an’da koyduğu Âyet hükümlerini, mutlaka tatbik eder ki, kimseye haksızlık yapılmış olmasın. Haksızlıkların mutlaka bir hesabı vardır. Ancak, bir kısım haksız, hukuksuz işlerin cezasını anında vermeyen Allah, bunun sebeplerini, aşağıdaki iki Âyet’te çok açık olarak bildirmiştir:
ALLAH İNSANLARI KAZANDIKLARINDAN DOLAYI, YAKALAYIVERSEYDİ, YERYÜZÜNDE HİÇBİR CANLI BIRAKMAZDI: 35. Fâtır Sûresi 45. Âyet- i Kerîme(441. Sayfa):“45. Bununla beraber Allah, insanları kazandıkları (günahlar) yüzünden hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet ecelleri gelince gereğini yapar. Şüphe yok ki Allah, kullarını görmektedir.” ALLAH İNSANLARI ZULÜMLERİ YÜZÜNDEN HESABA ÇEKSEYDİ, YERYÜZÜNDE KIMILDAYAN TEK CANLI BIRAKMAZDI: 16. Nahl Sûresi 61. Âyet- i Kerîme(274. Sayfa): “61. Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıldayan tek canlı bırakmazdı. Fakat Allah onları, belli bir vakte kadar erteler. Müddetleri (ecelleri) geldiği zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.” Elbette bu Âyet’i düşünenlerin bulacakları en mantıklı düşünce tarzı şu olacaktır:
“Mutlak irade” sahibi olan Allah, insanları imtihan için yeryüzüne hâkim kıldı ve kendilerine
"cüz'î irade” verdi. Eğriyi- doğruyu bildirmek için de,
Peygamberler gönderdi. Hiç kimse,
“bilmiyordum kul hakkı yemenin haram ve neticesinin de Cehennem olduğunu” diyebilir mi? Asla diyemez. Çünkü 4. Nisa Sûresi 10. Âyet’ te Cehennem’i hak etmenin yolunun
“yetim hakkı yemek” olduğunu Allah, apaçık bildirmiştir.
Bu iki Âyet varken,
"neden ceza verilmiyor" denilmesi de, Âyet'lerin dikkate alınmaması sonucunu doğurur ki, bu durum, Müslümanım diyen kimsenin gaflete düşüp; kendi istediği zamanda, istediği cezanın gelmesini arzulaması anlamına gelir. Bu da Müslüman için kabul edilemez bir yanlıştır. Bu yanlıştan dönerek, her şeyi Allah'ın takdirine bırakmak, biz Müslümanların en önemli davranış şekli olmalıdır.
Allah’ın Cehennem ile cezalandırmasından korkarak, kul haklarına azami dikkat sarf eden insanlar olmak temennilerimle.
Saygılarımla. 03.10.2023 16:29
ÖNEMLİ NOT: NOT(1): KİTABIMIN FORMATI GEREĞİ: 1- EZBERLEMEMİZ GEREKEN ÂYETLERİ KISACA BAŞLANGIÇ CÜMLESİNE KIRMIZI FONTLA; 2- ALTINA SÛRE NUMARASI, SÛRE ADI, ÂYET NUMARASI, HANGİ SAYFADA OLDUĞUNU MAVİ FONTLA; 3- ÂYET MEÂLİNİ SİYAH FONTLA YAZMAKTAYIM.
BU FORMAT, TEKRAR ETMELERİ BARINDIRSA DA, OKUMADA GERİ DÖNMELERİ ÖNLEME AÇISINDAN ZAMAN KAZANDIRACAĞI İÇİN, FAYDALI OLACAKTIR KANAATİNDEYİM. NOT(2): KİTAPTAN DAHA FAZLA OKUYUCUYA ULAŞABİLECEĞİM İÇİN, SİTEMDE(www.koseyazilarinayorumlar.com), TÜM AÇIKLAMALI ÂYETLERİ SUNMAKTAYIM, İNŞALLAH!