İNTERNETTE BİLGİ KİRLİLİĞİ
23.09.2009
Bilindiği üzere 20. Yüzyıl sonu ve 21. Yüzyıl başından itibaren yüzyılımız bilgisayar/ internet asrı olarak nitelendirilebilir. Zira insanlarımız, büyüğü ile, küçüğü ile internetten faydalanmaktadır. Bu faydalanma zararına da olabilir, kazancına da olabilir. Diyebiliriz. Kullanandan kullanana fark vardır elbette. Ancak genel anlamı ve kuruluş/ çıkış gayesi ile çok değerli hizmetler veren, dünyayı bir odadaymış gibi birleştirip tekleştiren bu teknolojinin insanlara faydasının olup olmadığını tartışmak abesle iştigaldir(meşgul olmadır). Zira faydaları, yaygınlaşmış kullanım kolaylıkları da dikkate alındığında, tek kelime ile sonsuza yakındır. Zira milyarlarca link ile karşınıza çıkan araştırma konuları ile, tüm insanlığa hizmette sınır tanımayan bir yapısı vardır. Elbette bu yapıyı kullananların faydalanma şekilleri önem arz eder.
Bu kirliliğin önüne geçmenin yolunun, devletin kocaman müesseseler kurduğu, adına “denetim kuruluşları” dediği kuruluşlarımızın, çalışmalarından geçeceği bilinmektedir. Ancak ne kadar başarılı olduğunu söyleyebiliriz. İşte burada durup düşünmemiz ve gerçek hayatta durumu tam anlamıyla izlememiz gerekir.
İnternette bilgi kirliliğinin denetlenmesi, pratikte düşünülemez bile. Zira bir günde onlarca milyon kullanıcının, bir şeyler ilâve etmesinin denetlenmesini ileri sürmek bile, internetin ne olduğunu anlamamış kimselerin düşünceleri olarak kabul edilebilir. Bu nedenle internette mevcut sitelerin moderatörlerinin, üyelerinden gelen konularla ilgili düzenlemeler yapmaları, yanlış ve lüzumsuz yazılara yer vermemeleri gerekir. Bilgi süzgecinden, kaba şekilde de olsa, geçirilerek sitede yayınlanması sağlanırsa, faydalı hizmetlere yol açılmış olur.
İnsanların bilgi kirliliğine sebep olacak lüzumsuz, lüzumsuz olduğu kadar da zararlı yazıların internete konulmaması, herkese düşen bir görev olsa gerektir. Hiç kimse, bir başkasının hürriyetinin sınırını aşma hakkına sâhip değildir. Bu nedenle herkesin “benim sitelere yazdığım yazıların, birilerine faydası olması gerekir” demeleri arzu edilir.
İnternette kirliliği önlemenin yolu, % 90 itibariyle, herkesin şapkalarını önüne koyarak, “benim kimsenin hakkını çiğnemeye, başkalarının zamanlarını boş sözlerle geçirtmeye hakkım yoktur” diyerek; yazdıkları konuların herkesin işine yarar konular olmasına dikkat etmeleri gereklidir.
Lütfen dikkatle bazı sitelere giriniz ve yazılan yorumları okuyunuz. Dişe dokunur, işe yarayacak, ya da birilerinin faydalanabileceği yazıların ne kadar olduğunu yazınız. Çeşitli sitelerde dolaşarak bu notları alınız. Neticede belli sayıda sitelerde yapılan araştırmaların sonunda, lüzumsuz yazılmış olan yazıların çoğunluğunun dudakları uçuklatacak kadar çok olduğunu, tespit edebileceksiniz. Böyle bir lüzumsuzluk insanlık camiasına revâ görülebilir mi? Asla revâ görülemez.
Bir zamanlar ben bu araştırmayı şahsî olarak yaptım. Verilen yorumların içerisinde:
-Doğru.
-Katılıyorum.
-Doğru mu söyledin?
-Yazdıkların yanlış.
Bu kadar boş, boş olduğu kadar lüzumsuz bir yorum olabilir mi? Tek kelime yorum değildir. Olsa olsa, zamanı bol insanın, can sıkıntısını gidermek için yazdığı tek kelimelik bir yorumdur ki:
-Kardeşim doğru ise neden doğru?
-Yanlış ise neden yanlış. Anlat ki faydalansınlar, yanlışları varsa düzeltsinler.
-Bildiğin bir şeyler varsa, herkes bilerek faydalansın. Tek kelimelik yorumlar yaprak, herkesin zamanını neden çalıyorsun.
LÜTFEN!
İNTERNETTE KİRLİLİĞE KATKIDA BULUNMAK ÜZERE, SİTELERE YAZILAR YAZMAYALIM. BAŞKALARININ HAKLARINI ÇİĞNEMEYELİM.
BU İKAZI HERKESE YAYALIM Kİ, İNTERNETTE BİLGİ KİRLİLİĞİNİ ÖNLEMEYE KATKIMIZ OLSUN.
Saygılarımla... 17.11.2014 17:51