MASALCI’ DAN İNCİLER(1)
KARNE GÜNÜ
Günaydın Anneciğim! diye bağırdı İpek. Çok güzel bir rüya görmüştü. Bu gördükleri gerçek olsun diye, gözlerini kapattı; annesini bekledi. Ona bir bir anlatacaktı.
Pırıl pırıl bir güneş ve yanında iki arkadaşı vardı İpek’in. Çok şirin bir şemsiyenin altında, kumdan bir şato yapıyorlardı. Yanındaki arkadaşları, onun, okuldan, en iyi arkadaşları idi. “Tatilde de birlikte olmak ne güzel” diyordu İpek. Bu durumu hiç hayal etmemişti. O yüzden de her şey çok daha heyecanlıydı. Bütün rüyasını annesine tek tek anlattı; sonra yüzünde kocaman bir gülümseme ile yatağından fırladı. Bugün okulların son günüydü ve İpek çok heyecanlıydı. İlk karnesini alacak ve 2. Sınıfa geçecekti. Karnesindeki bütün notlarının pekiyi olması halinde, yepyeni bir bisikleti olacaktı.
Annesi, çoktan sabah kahvaltısını hazırlamış ve İpek’in sütünü bardağına doldurmuştu. İpek sütünü bir seferde bitirdi. Kızarmış ekmeğinin üzerine de bal sürdü. Sabah kahvaltı yapmanın faydalarını çok iyi biliyordu. Zira İpek, kahvaltı yapmadığı bir sabah; öğretmeninin sorduğu soruya yanıt verememişti. Annesinin elini tuttu ve okula doğru yol almağa başladılar. İpek koşarak okulun bahçesine girdi. Ufuk ve Pınar’ı buldu. Rüyasını onlara da anlattı. Onların gözleri de mutlulukla doldu.
Üç arkadaş karnelerini alır almaz, parka gitmeyi düşündüler. Birden Ufuk ayağa kalktı ve Pınar’a:
-Ebe! dedi. Pınar İpek’i kovalamaya başladı. İpek ne olduğunu anlamadan etrafına bakındı. Bütün sınıf ebelemece oynuyorlardı. Oyunun en güzel yerinde zil çaldı. İpek’in kalbi çarpıyordu. Sanki rüyasındaki eğlencelerine buradan başlamışlardı. İçerisini bir sevinç kapladı. Rüyası sanki gerçek oluyordu. Diğer arkadaşlarının yüzünde de aynı ifadeyi gördü. Hemen sıra oldular. Sıralardaki bütün gözler, Elif Öğretmenin elindeki karnelere bakıyorlardı. Ozan, Buse, Can, Yasemin, Ayşe, Ufuk, İpek.
Öğretmenlerinden karnelerini alan herkes, karnelerini incelemeye koyuldular. İpek annesine koştu. Karnesini annesine uzattı. Hiç devamsızlığı yoktu. Tüm notları da “Pekiyi” idi. Demek ki, yeni bir bisikleti olacaktı.
Ufuk, İpek, Pınar bir araya geldiler. Birbirlerini tebrik ettiler. Herkes saatine baktı. Bir saat sonra parkta buluşmak üzere ayrıldılar. İpek annesinin elini tuttu. Gözlerini yumdu. Sevinçten yerinde duramıyordu.
Uzun bir yaz tatili onları bekliyordu. Bu, rüyasında gördüğü kadar güzel bir an’dı.
Yaşam boyu sağlık ve mutluluklar sizlerin olsun.
Yeni hikâyelerde görüşmek üzere, mutlu ve sağlıklı günler dileklerimle.
Tüm okuyucu arkadaşlarına sevgilerim ve büyüklerime saygılarımla. 07.10.2008