Gönderen Konu: COCA COLA'YA CEO ATANMASINA YORUM  (Okunma sayısı 26966 defa)

is

  • Ziyaretçi
COCA COLA'YA CEO ATANMASINA YORUM
« : Haziran 27, 2008, 11:59:05 ÖÖ »
COCA COLA'YA CEO ATANMASINA YORUM

           Yazar olmak, bir gazete/ dergide köşe kapmak; bu köşede, her gün, içindekileri boşaltabilmek, güzel bir duygudur. Kapılmış olan köşenin hakkını verdiğini söyleyebilmek, daha da güzel bir duygudur. Her gün köşesini boş bırakmayan köşe yazarlarımız vardır. Devamlı yazmak zorundadırlar. Yazarken de içlerinde ne varsa dökerler. “Biz yazıyoruz ama kime tesir eder; hangi yanlış fikirlere kapı açarız” demek, yoktur. İşte bu tür yazarlar köşesini hak etmeyenlerdir. Bu tür yazarlar aldıklarını da hak etmiyorlardır. Patronlar nezdinde değil; okuyucular nezdinde hak etmiyorlardır. Önemli olanın da bu olması gerekir. Patronlar satışlarına bakarlar. Yazıların nerelere zarar verdiklerine, kimleri taşladıklarına, kimlere çamur attıklarına, suçladıklarına bakmazlar.

           Köşe yazarları, yazdıklarıyla yol gösterebilen kimselerdir. Objektif olarak yazabilen kimselerdir. Hiçbir yöne çevirmeden, yazacaklarını doğru, objektif kriterleri(ölçüleri/ kıstasları) ortaya koyarak yazabilen kimselerdir. Okuyucu kitlesinin duygu ve düşüncelerini en iyi bilmeye çalışan ve yanlış yönlendirmelere meydan vermeden; yazdıklarıyla, bilene bilmeyene yol gösterebilen kimselerdir.

           Objektif olarak köşe yazarlığı yapanlar, her gün yazılarının basımı sonrası, okuyucularından alacakları pozitif duyguları hak etmenin hazzını yaşarlar. Birçok yazarımız her gün köşe yazıları yazmakta ve bu yazılarının yayınlanmasıyla birlikte rahat bir nefes alıp; huzur bulmakta, bu huzurlu ortamın hemen ardından ertesi günün köşe yazısının çalışmalarının peşine düşmektedir.

           Bugün (08.12.2007- Hürriyet) “CEO” başlıklı yazısında Sayın Bekir Coşkun:

           “TÜRKLER, kendilerinden saydıkları yabancıları önce yatırıp sünnet etmeyi düşünseler de, yabancılar kendilerinden saydıkları Türkleri CEO yapıyorlar.” ifadesini okuduğumda aklıma geleni söyleyeyim:

           “Dam üstünde saksağan; vur beline kazmayı.”

           Sünnet etmeyi düşünen TÜRKLER ile, Muhtar Kent’in Temmuz 2008’de(yaklaşık 8 ay sonra) coca cola’ya CEO yapılmasının ne alakası var?

           Amerika’nın para babası coca cola firmasının, Türkler’den bir CEO çıkarmasının çok önemli olduğunu mu söylemek istiyorsunuz? Sonra bu CEO işleminin Temmuz 2008’de gerçekleştirilmesi nedir diye düşündünüz mü ki, Türklere güzel bir jest olduğunu kabul edercesine yazıyorsunuz.

           8 Ay öncesinden yerinin tespiti için, “güzel bir planlama, aylar öncesinden kimin nerede görev alacağını belirliyorlar. Aferin coca cola patronlarına” diyebilirsiniz. Ancak 8 Ay gibi bir zaman içinde “kim öle, kim kala” der, Atalarımız. Kim öle, kim kala. Ayrıca bu CEO seçiminin altında, Amerikan politikalarına ve Amerikan sermayesine düşmanlığın yaygınlaşması sonucu, Türklerin ağzına bir parmak bal çalmak için yapılmadığını söyleyebilir misiniz? Ben emekli bir vatandaş olarak bunu düşünebiliyorum, gizli nedenlerini anlayabiliyorum da, sizler gibi uzun yılların kurt yazarları, bunu anlamayacak mısınız? Mutlaka anlamışsınızdır. Zira uzun yılların yazarlarının anlamadığını düşünmek, bence, yanlış olur. Sizler de yanlış işlerle uğraşmazsınız. Nedenini gerçekten merak etmekteyim.

           Yazınızın sonunda bu millete acımış gibi “Böyle bir toplum bunu hak etmez. Edemez...” diye yazıyorsunuz. El insaf! Onlarca kamuoyu araştırma neticelerinde, öyle örnekleri almışsınız ki, genelde uç noktalardan örnekler verilmiş. Uç noktalarda yapılan araştırma neticelerinin hatalı ve kasıtlı yapıldığını düşünürüm. Zira her konuda uç noktalardaki örnekler, genel olarak, çoğunluğu bağlamaz. Çoğunlukla bunların istisna formunda kaldığını görürüz. Her zaman da görmüşüzdür. Çoğunlukla da bu düşüncelerimde haklılığımın, bir müddet sonra ortaya çıktığına şahit de olmuşumdur.

           Göbeğini kaşıyan bir millet olarak nitelenen insanlarımıza

(ki bu tür insanlarımız olsa bile, olmadığını genelleyip söyleyemeyiz. Olabilir. “Bir yerde ot da biter, çöp de biter.” sözü gereği normaldir diyebiliriz. Anormal görüp, genellememek esastır. Siz yazarlarımıza yakışanın da bu olması gerekir)

yanlış araştırmalarla haksızlık edildiğini, ifade ediyorum. İsterseniz bu konuyu mail adreslerimizde tartışabiliriz. İnsanlarımızı bilinçsiz görmenin cezasını çeken siyasilerimizin kulakları çınlasın diyorum. Bir seçim yenilgisinden sonra, “Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkıştığımız için kaybettik” özeleştirisinde bulunan bir  başkanın kulakları çınlasın. Hala Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya, devam etsinler. İşte neticesi bu günler olacaktır. Bu başkana:

           -Beğeniyor musunuz yaptığınız salyangoz satışlarını, gördünüz mü neticesinin ne olduğunu Sayın Başkan, demek geliyor içimden.

           Köşe yazarlarımızın uzun seneler, güzelliklerle, kavgasız, gürültüsüz yazmaları temennilerimle.

           Saygılarımla… 08.12.2007- 23:43- 26.06.2008- 11:25 07.06.2009- 11:55

           ÖNEMLİ NOT: BU SİTEMİN(www.koseyazilarinayorumlar.com) KURULUŞ AMACI, KÖŞE YAZILARINDA DİKKATİMİ ÇEKEN(KENDİMCE), YANLIŞ/ HATALI HUSUSLARA YORUMLAR YAZMAK İDİ. ANCAK BU KÖŞE YAZISINA YAZDIĞIM YORUMUMA ARADAN GEÇEN 14 SENEYE RAĞMEN, YAZARIN TEK KELİME İLE İTİRAZI OLMADIĞINI GÖRDÜM. ÜZÜCÜ OLDUĞU KADAR DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR HUSUSTUR. BİLGİLERİNİZE. 08.07.2022 13:23
« Son Düzenleme: Kasım 07, 2022, 06:57:42 ÖS Gönderen: is »